Milli takım, son birkaç seneye gelinene kadar insanların izlerken heyecanlandığı, zevk aldığı bir ortamdı. Milli maçlar heyecanla beklenir, arkadaş gruplarıyla doyasıya milli maç keyfi yaşanırdı. Ama Türk futbolunun geldiği noktada futboldan keyif alamaz hale geldik yada getirildik. Zaten futboldan keyif alamaz haldeyiz, bir de milli takımdaki saçma oyuncu seçimleri insanı iyice çileden çıkaran unsurların başında geliyor.

****

Her zaman için milli takım üç İstanbul takımının himayesinde olmuştur. Hatta tarihinin en kötü sezonunu geçiren Galatasaray takımının neredeyse yarısı milli takıma bu esnada çağrılarak bu çok daha somut olarak futbol severlere gösterilmiştir. Böylece genç ve yetenekli oyuncular, milli takımda oynamak adına İstanbul takımlarına transfer olmak zorunda bırakılmıştır. Yıldızı parlayan, başarılı bir sezon geçiren bütün genç oyuncuların ertesi yıl İstanbul takımlarına transfer olması da bundan dolayıdır zaten. Burada suçlanması gereken son kişiler bu genç futbolcular. Suçlanması gereken asıl kişiler ise milli takımı kendi çiftlikleri haline getirenlerdir.

****

Milli takım kadrosu her açıklandığında bir sürprizle karşılaşıyoruz. Türkiye'nin en iyi kalecisi tartışmasız Volkan Demirel'dir. Ama o yoksa onun yerine oynayacak isim kesinlikle Mert değildir. Mert zaten oynadığı maçlarda yaptığı amatör futbolcu hatalarıyla bu formaya çok uzak olduğunu kendisi gözler önüne sermiştir. Trabzonspor'da patlama yaşayan Onur ve Tolga gibi iki önemli kaleci, Mert gibi maç tecrübesi dahi doğru dürüst olmayan bir kalecinin arkasında kalabiliyorlarsa siz düşünün ne derece adaletli oyuncu seçimi yapıldığını.